ARI SÜTÜ
(Royal Jelly)
Arı sütü (Kral jölesi), 6 -15 günlük genç işçi arıların yavru gıda bezleri tarafından salgılanan, genç larva dönemindeki yavruların ve ana arının beslenmesinde kullanılan özel bir gıda maddesidir.
Arı sütünün oluşması için, genç işçi arıların bol miktarda nektar ve polen ile beslenmesi gerekmektedir. Besinlerin sindirim sisteminde hazmedilmesinden sonra, salgı bezlerine kan yoluyla gerekli vitaminler, mineral maddeler taşınır ve süt sentezi başlar. Salgı bezlerinde üretilen süt, ağız boşluğuna sıvı halde akıtılır, petek gözlerine konulduktan bir süre sonra koyulaşarak krem rengini alır. Özel bir aroma ya sahip olan arı sütü; koyu kıvamda, beyaz renkte, keskin kokulu, yakıcı tat da ve asit karakterde bir maddedir. Kimyasal içeriği aşağıdaki tablolarda belirtilmiştir. Arı sütünün kimyasal yapısı, iklime, ekolojik koşullara, mevsimlere, arı kovanın güçlü olma durumuna göre değişiklik gösterir.
Arı sütü
vitaminler bakımından da zengin bir yapıya sahiptir. Bir gram arı sütünde
bulunan vitamin miktarları, aşağıda tabloda belirtilmiştir.
Arı sütünde bulunan vitaminler
Arı sütü, A ve E vitaminlerini, hormonları ve zindelik veren bazı mineral maddeleri de içerir. Yapılan araştırmalarda, arı sütünde ayrıca, yağ asitlerinden 10–hidroksi-2 dekenoik asit olarak tanımlanan ve birçok bakteri ve mantara karşı antibiyotik etkisi saptanan bir madde bulunduğu belirlenmiştir. Bu madde sayesinde arı sütünün koruyucu özellikte taşıdığı anlaşılmıştır. Bu bileşik, arı sütünün kalite ve kontrolünde belirleyici faktör olarak önem taşımaktadır.
Koloni bireylerine gelişmesi sırasında verilen besin içerikleri, aşağıdaki tablodadır. Ana arını besin içeriği, işçi ve erkek arılardan belirgin şekilde farklıdır. Arı sütü ile beslenme süresi ve miktarı, morfolojik ve fonksiyon bakımından birbirinden farklı olan işçi ve ana arının gelişmesine neden olmakta; ayrıca, ana arının üstün fonksiyonlarının devamını sağlamaktadır.
Arıların besin sıvılarının koloni fertlerine ve yaşlarına göre bileşimleri
Arı sütünü elde edebilmek için suni olarak, ana arı yüzükleri hazırlanır ve bunlara, 1 -1,5 günlük larvalar nakledilir. Bu larvaları beslemek için, işçi arılar, arı sütü salgılarlar. Larvaların arı sütünü tüketmelerine imkan verilmeden, 24 -36 saat sonra, kovanlar açılarak çerçeveler alınır ve yüksüklerin içindeki larvalar, özel iğnelerle çıkarılıp gözlerdeki arı sütü toplanır. Arı sütü üretiminde suni gözlere aşılanacak larvalar, aşağıdaki resimdeki gibi olmalıdır. Büyük işletmelerde, arı sütünün gözlerden kaşıkla toplanması ekonomik olmadığı için. Özel vakum pompaları kullanılır.
Doğal bir ana gözünden veya suni bir gözden, bir günde yaklaşık 100 -150 mg arı sütü elde etmek mümkündür. Arı sütü hasadında, zamanlama çok önemlidir; çünkü, larvalar arı sütünü çok hızlı bir şekilde tüketir. İleri yaştaki larvalardan arta kalan sütlerin miktarı, çok az olduğu gibi, kalitesi de istenilen düzeyde değildir.
Etkisi ve kullanım alanı
Avrupa ve Amerika’da, son 30 yıldan beri arı sütü, içerdiği hayati maddeler nedeniyle, insan ömrünü uzatan, sağlıklı ve dinç kalınmasını sağlayan özel bir gıda olarak kabul edilmiştir. 1960’lı yılların ortalarında arı sütü, tedavi edici ve kuvvet verici özelliğinden dolayı, Fransa ve İngiltere’de diyetlerde ve kozmetik sektöründe geniş kullanım alanı bulmuştur. Araştırmalar, arı aşağıda belirtilen durumlarda, belirli doz ve aralıklarla kullanılabileceğini göstermiştir.
- Dokulara
fazla oksijen girmesinin sağlanmasında,
- Metabolizmanın
düzene sokulmasında,
- Bedeni ve
zihin yorgunluğuna karşı direncin artırılmasında,
- Sedatif
özelliği nedeniyle sinirlerin sakinleştirilmesinde,
- Uyarı
özelliğinden dolayı vücuda canlılık ve zindelik kazandırılmasında,
- Hücre
onarıcı ve yapıcı özelliyle cilt bozuklarında,
- Erken
yaşlanmaya ve yıpranmaya mani olmada,
- Soğuğa
karşı direncin artırılmasında,
- Kan
dolaşımın hızlandırılmasında,
- Kandaki kolesterol
ve total lipit seviyelerinin düşürülmesinde,
- İnsülin
benzeri peptitleri içermesi nedeniyle, hipoglisemim ( kan şekerini düşürücü)
etki sağlamasında,
- Kalbin
myocardium tabakasının kuvvetlendirilmesinde,
- Yüksek ve
alçak tansiyonların ayarlanmasında,
- Karaciğer
fonksiyonlarının düzeltilmesinde,
- Zayıflığı
önlemede,
- Kansızlığın
giderilmesinde,
- Bakteriyel
ve viral hastalıklara karşı bağışıklık etki sağlanmasında,
- Kan
kanserinde(anti tümör özellik taşıdığı için),
- Gastrit ve
mide ülserinde oluşan yaraların tedavisinde,
- Sindirim
sistemi bozuklarında,
- Çoçukların
iştahlarının açılmasında,
- Çocukların
diş ve kemiklerinin gelişmesinde,
- Çocukların
dimağ ve zekaların gelişmesinde,
- Çocuk
astımının tedavisinde,
- Sporcuların
enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında,
- Kadınların
menopoz dönemindeki asabi hallerinin giderilmesinde,
- Yaşlı
erkeklerde prostat vakalarının tedavisinde,
- Cinsi
kuvvetin artırılmasında, iktidarsızlığın önlenmesinde,
- Kısırlık
tedavisinde, sperm aktivitesin artırılmasında, doğal besin olarak
kullanılabilir.
- Dokulara
fazla oksijen girmesinin sağlanmasında,
Birçok ülkede gıda maddesi olarak tüketilen arı sütü, saf halde taze olarak, balla çeşitli oranlarda karıştırılarak, liyofilize edildikten (suyu alındıktan) sonra kapsül, draje ve benzeri şekillere getirilerek kullanılır.
Arı sütü, koyu renkli cam kaplarda, +4 ‘C sıcaklıkta buzdolabında muhafaza edilir; ayrıca, arı sütü kapları, soğuk depolardan çıkarılıp taşınacağı zaman da, özel buzluk içinde nakledilir. Dayanaklılığı artırabilmek için, granüle olmuş balla karıştırılır.
(Bal Arısı Zararlıları ve Hastalıkları Teşhis ve Tedavi Yöntemleri Kitabından Aktarılmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder